"Dünya Gençlik Teştilatı - WAY" in 1950 yılı toplantısının, Temmuz ayında, Türkiye Milli Talebe Federasyonu'nun evsahipliğinde İstanbul'da yapılması kararlaştırılmıştı. Memleketimizde, uluslararası boyutlu böylesine önemli bir toplantı yapılacağı için, Türkiye Milli Talebe Federasyonu'na bağlı bütün öğrenci birlikleri ve dernekleri hummalı bir çalışma içine girmişlerdi.
300 kişiye yaklaşan yabancı delegeleri ve misafirleri ağırlama, onlara Türkiye Cumhuriyeti'nin kalkınan yüzünü tanıtma ve Türk Gençliği'nin ileriye bakış hedeflerini anlatma fırsatını yakalamış olduğumuz için hepimiz çok heyecanlıydık. Kapsamlı bir organizasyonun, o dönemde, hükümet desteği olmadan başarılması olanak dışıydı. Federasyonun ve öğrenci birliklerinin parasal birikimleri çok sınırlıydı. Yurtdışından gelecek delegelerin İstanbul Teknik Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesine bağlı yurtlarda kalması sağlanmış, İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay, toplantı yeri olarak Şale Köşkü'nü federasyonumuza tahsis etmişti. Bu arada, 1950 yılı Mayıs'ında memleketimizde milletvekili seçimleri yapılması kararlaştırılmıştı. 1946 seçimlerinde yaşanmış olan olaylar sebebiyle, 14 Mayıs seçimlerinin CHP ile DP arasında kesin bir hesaplaşma olacağı anlaşılmıştı. Meydanlarda kırankırana bir mücadele yaşanıyor, biz üniversite ve yüksek okul öğrencileri, kendimizi, demokratik düzenin akıncıları gibi görüyorduk! Bu durum, gençliği kendi taraflarına çekmek için, siyasetçilerin, üniversite öğrenci kuruluşlarına önem verir gibi davranmalarına sebep oluyordu. Biz de, bu fırsattan yararlanarak, Ankara'da sorunlarımızla ilgilenecek makam bulmak için hemen her kapıyı açmayı deniyorduk.
1950 yılına CHP iktidarı ile girilmişti. İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı ve Milli Şef olarak Çankaya'da oturuyordu. Şemsettin Günaltay Hükümeti işbaşındaydı. Başbakan Yardımcısı Profesör Nihat Erim Ulus gazetesi aracılığı ile CHP'yi seçime hazırlıyordu. Profesör Tahsin Banguoğlu Milli Eğitim Bakanı olarak gençlik sorunlarını çözmeye çalışıyordu. Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal ise para musluklarının hâkimi durumundaydı!
Ben, Türkiye Milli Talebe Federasyonu Başkanı olarak, WAY toplantılarından yüzakıyla çıkmak için, bakanlar kurulundaki kilit isimlerle temas kuruyor, iki üç arkadaşımla beraber, elimizde bir demet çiçekle, bakanlık özelkalem müdürlerinin odalarında nöbet tutuyorduk! Artık sıra Çankaya'da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'yü ziyarete gelmişti! Bu defa iki arkadaşımla beraber, elimizde bir çiçek demeti ile İsmet Paşa'nın huzuruna kabul edilmiştik. İsmet İnönü'ye önce federasyonumuzun amacını anlatmış, Türk gençliğinin ileriye bakış hedeflerini özetlemiş, hatta, seçim meydanlarında kendini göstermeye başlamış olan gerici söylemlere karşı nasıl uyanık olduğumuzu açıklamak ihtiyacı duymuştuk. Sonra da WAY toplantılarının önemini belirterek, yukarıda isimlerini andığım bakanlarla yaptığımız temaslar hakkında bilgi sunmuş, kendisini Temmuz ayında yapılacak açılış törenine davet etmiştik. İsmet Paşa, bize yönelttiği birkaç sorunun cevabını dinledikten sonra;
“Başkan Bey! Çiçekler için teşekkür ederim, masrafa girmişsiniz. Buketin parasını kendi ceblerinizden ödediniz değil mi?”
İsmet Paşa'nın sorusu karşısında şaşırmıştık! Çünkü, bakanlara yaptığımız ziyaretlerde çiçek paralarını hep federasyon bütçesinden öderdik. Kısa bir tereddütten sonra, dudaklarımdan şu kelimelerin çıktığın hiç unutmadım; “Sayın Cumhurbaşkanımız bu çiçekleri bizlerin kişisel anısı olarak kabul etmenizi diliyoruz.!” İsmet Paşa cevabımızı öğrendikten sonra yaverine şu talimatı vermişti: -”Gençlere çiçek paralarını benim şahsi hesabımdan ödeyin ve fotografçıyı çağırın bir resmimizi çeksin, bu beraberliğimiz unutulmasın!”
14 Mayıs 1950 seçimlerini büyük bir çoğunlukla Demokrat Parti kazanmış, uluşça yaşanan çoşku içinde Celal Bayar Cumhurbaşkanı, Adnan Menderes Başbakan olmuşlardı. Türkiye, yeni bir döneme adım atmış oluyordu.
Biz de, 14 Mayıs'tan sonra, Ankara'da, bu defa yeni bakanları elimizde geleneksel çiçek demetlerimizle ziyaret etmeyi sürdürmüştük. Ve, hiçbirisi, bize çiçek paralarını kimin ödediğini sormamıştı! Şale Köşkündeki WAY toplantılarına, Menderes Hükümetini temsilen Milli Eğitim Bakanı Avni Başman ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan katılmışlardı. İşin ilginç yönü, İsmet Paşa'nın anlamlı uyarısına rağmen, bizim, çiçek paralarını federasyon bütçesinden karşılamaya devam etmemizdi! Büyük devlet adamı İsmet İnönü'yü derin hayranlık duygularımla anıyorum.
*
İnsanın yüreği nelere cızzz etmiyor ki! Geçen gün Can Kıraç televizyonda anlatıyordu... Yıl 1950 Can Kıraç Türkiye Talebe Federasyonu (TMTF) başkanı, o yıl, Türkiye’de uluslararası gençlik kongresi yapılacak... Kıraç ve arkadaşları Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye çıkarlar, getirdikleri bir buket çiçeği takdim edip konuyu anlatırlar. Ayrılacakları sırada İsmet Paşa sorar: “Bu çiçeği nasıl aldınız?” -”Biz aldık Paşam.” Oysa çiçeği TMTF’nin parasıyla almışlardır... İsmet Paşa yaverine seslenir: “Bana özel hesabımdan ( lira getirin!” 5 lirayı Can Kıraç’a öğüdüyle beraber verir: “İyi yapmışsınız, sakın böyle masrafları derneğin kasasından yapmayınız! Siz öğrencisiniz, harçlığınızdan kesip çiçek almışsınız, bütçeniz sarsılır, bu beş lirayı onun için veriyorum.” Gelin de içiniz cızzz etmesin bakalım... İsmet Paşa, gençlere “ Bugün derneğin kasasına, yarın da devletin Hazinesi’ne el sürmeyin diyor!” Nereden nereye gelmişiz... (Hasan Pulur - Milliyet 8 Şubat 1992)
HALBUKİ; GÜN, DAYANIŞAMA GÜNÜDÜR!